Bir İzmir`li düşünün.. Uzun yıllar Batı’nın sıcağında kavrulmuş, sonrasında tropikal iklimlere göç etmiş. Hava durumunun hemen hemen hergün otuz üç derecelerde olduğu, nemin buram buram hissedildiği Güneydoğu Asya’da geçen İzmir’linin yolu bu kez de +33lerden –40’lara düşmüştü.
Hatırlıyorum da lisedeyken öğretirlerdi bir sürahi suyu eksili havalarda yukarı fırlatırsanız toz taneleri şeklinde yere düşer diye. Evet o zamanlar inanması zordu. ‘Nasıl yani hocam? Hakikaten mi?’ diye şaşkın şaşkın bakınırdık derste. Kanada’da ki ilk kışımızda bu deneyi gerçekleştirmiştik. Şimdilerde o ilk kışın ardından beş kış daha devirdik. Bir İzmir’li böylesi bir kışa alışabiliyor muymuş? Evet alışabiliyormuş.
Yazıma neden Kanada’nın kışıyla başladım dersiniz? Hem bana hem de çevremdeki insanlara onlarca soru geliyor.
“Kanada’da yaşamak nasıl?”
Kolay iş bulunuyor mu?”
İnsanları sıcak kanlı mı? gibi soru yağmurları. Tüm bu soruların en başında tabi ki Kanada’nın havası geliyor. Kışı çok soğuk diyorlar. Nasıl? Siz alışabildiniz mi? Okullar hiç tatil olmuyormuş kar yağınca, doğru mu? -40 olunca dışarı çıkabiliyor musunuz? Ve daha niceleri…
Hani bir haber verirken bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisinden başlıyayım diye sorarlar ya. İşte bende Kanada’nın kışını bir anlatayım sonra güzelliklerine geçeyim diye düşündüm.
Evet… Kanada gerçekten çok geniş bir alana yayılmış bir ülke. Ben ise size başkent Ottawa’dan sesleniyorum. Ottawa’da ilk kar genelde Kasım ayında düşer. En soğuk ayları Ocak-Şubat-Mart’tır. Tam Nisan ayı gelir. “Oh be ilkbahar geldi” dersiniz lakin kış bize son şakasını Nisan 1’de yapar. Bir ilkbahar yağmuru altında ıslanmayı beklerken kar altında kalırsınız Ottawa’da.
Buralarda yeniyseniz, ilk kışınız resim çekmekle ve çekilmekle geçer. Yavaş yavaş bu hevesiniz yerini yeşil görme özlemine bırakır. Evet yeri gelir günde 30cm kar yağar. O karın üzerine birde ilk kez Kanada’da şahit olduğum bir doğa olayı olan ‘freezing rain` yani donmuş buz yağışı eklenir. Bu öyle birşeydir ki düştüğü yeri tam anlamıyla buz pistine çevirir. Araba camlarını kışın arabada olmazsa olmazınız olan camlardaki buzları kırma aleti ile kırıp temizlersiniz. Hayat durmaz, okullar tatil olmaz, yollar her daim açık ve temizdir. Bu kadar uzun bir kışta insanlar sanmayınki evde oturup havaların ısınmasını bekliyor. Kışın belirli alanlara buz pateni yapabilmeniz için belediye arenalar kuruyor. Çoğu şehirde kış festivalleri düzenleniyor. Buzdan yapılmış bir otel bile mevcut Kanada’da. Tüm bunların yanı sıra kayak merkezleri de kış boyu aileleri bekliyor. Tabi ki uzun bir kışın yaşandığı Kanada’da kayak yapmak bir zengin sporu değil halk sporu
Derken Mayıs gelir. Burada mevsim geçişleri hızlıdır. Bazen ilkbahar beklerken yaz geliverir. Kanada’ya ilk defa gelecekseniz eğer, tavsiyem yaz aylarında gelin ve bu ülkeye aşık olun. Sonrasında gülü sevenin dikenine katlandığı gibi kışını bile seversiniz.
Gezmesi, görülmesi gereken o kadar çok yeri var ki buraların. Herhalde Kanada deyince Niagara Şelaleleri’ni bilmeyeniniz yoktur. Ulusal parklar cenneti olan Kanada aynı zamanda meşhur Rocky Dağları’na da ev sahipliği yapar. 10 eyaletten oluşan Kanada, yüz ölçümü bakımından dünyanın en büyük 2. ülkesidir. Başkent Ottawa iki resmi dili olan bir şehir. İki dilli eğitim 4 yaşında anasınıfına başlayan her çocuğa verilmeye başlanır. Anasınıfından sonra ise devlet ailelere üç farklı seçenek sunar. Çocuğunuzu dil kabiliyetine ve öğretmenlerin tavsiyelerine göre ister Fransızca ağırlıklı bir okula, ister İngilizce ağırlıklı bir okula veya ful Fransızca eğitim veren bir okula gönderebiliyorsunuz. Liseye geldiklerinde kredili sistemle okullarına devam eden gençler sonrasında üniversiteye lise puanlarına göre tercih yaparak başlayabiliyorlar. Üniversiteler öğrencilere bölümler arası geçiş kolaylıkları da sunuyorlar. Üniversitelerin yanı sıra iki yıllık kolejlerde bölüm okumakta seçenekler arasında. Kanada dünya çapında eğitim kalitesini ispatlamış bir ülke. Bu sebeple yabancı öğrenci statüsünde olanlar için hayli maliyetli bir yer. Okul masraflarının yanı sıra yaşam giderleri ile birlikte epey yüksek bir mebla karşınıza çıkabilir. Öğrenci vizesiyle Kanada’ya gelip bir bölüm bitirmediyseniz eğer buradan diplomanız için denklik başvurusu yapabilirsiniz.
Kanada’da nüfus az olduğu için el emeği gerektiren işçilikler pahalı. Mesela saçınızı $20’a kestirip kış lastiklerinizi $50’a değiştirebiliyorsunuz.
Yeme-içme konularına gelince… Son dört yıldır artık Kanada marketlerinde bile helal reyonlar mevcut. Her türlü helal sertifikalı ürünlere kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.
Yazımın ortalarında Kanada’da 10 eyaletin olduğundan bahsetmiştim. En çok bilinen Kanada şehirleri kanaatimce Toronto, Montreal, Vancouver ve Halifax’tır. Kanada gölleriyle meşhur evet ve dünyadaki tüm göllerin %60’ı Kanada’da. “Bu kadar gölün içinde Kanada’da deniz yok mu?” soruları duyar gibiyim. Kanada’nın okyanusa bakan eyaletleri de mevcut. Dünyanın en büyük gel-gitlerini gözlemleyebileceğiniz New Brunswick ve Nova Scotia ve bu iki eyalete ek olarak birde Prince Edwards Adası tam bir tatil cenneti. Bu bölge ile ilgili daha detaylı yazıma Ses Dergisi 3. sayısından ulaşabilirsiniz.
Son olarak sizlere Kanada’da sağlık alanı ile ilgili kısa bilgiler vererek yazıma son vermek istiyorum. Kanada’da özel hastane diye bir kavram yok. Mevcut olan hastaneler devlet hastaneleri ve bunlara ek olarak bir de poliklinikler var. Buralarda ufak tefek bir rahatsızlığınız oldu ve bir gafletle acile gitmeye karar verdiniz diyelim. Minimum bekleme süreniz 5-8 saat arası değişir. Yani siz siz olun acile gerçekten acillik bir durumunuz varsa gidin. Yoksa zaten o kadar saat bekledikten sonra mutlaka acillik oluyorsunuz. Burada oturum izniniz varsa aile doktoru seçme hakkına sahipsiniz. Sonrasında randevu alıp doktorunuzu görebiliyorsunuz. Eğer farklı alanda bir doktor görmeniz gerekiyorsa, yine aile doktorunuzun sevkine ihtiyacınız var. Aile doktorunuz yoksa eğer ‘walk-in’ adı verilen kliniklere gidip sıra bekleyip bir doktora görünebilirsiniz.
Evet… Gelen Kanada ile ilgili soruları ve konuları derleyip sizlere hikaye tadında aktarmaya çalıştım.
Ve… Bir İzmir’li olarak Kanada’yı, Kanada’nın sıcak kanlı, hoşgörülü, sempatik insanını ve eksi kırkına rağmen, donmuş yağmuruna rağmen Kanada’yı çok seviyorum…
MAVİ