Ustam ve Ben

‘’Belki de bu alem hummalı bir inşaat sahasıydı. Sinan ve çıraklar bina üstüne bina yapadursun, aynı anda kainat da tek tek herkesin hikayesini inşa ediyordu. Tanrı da bir nevi mimardı. Kat kat semadan oluşmuş görünmez bir kubbe asılıydı yukarıda. Hırıstiyan, Yahudi, Müslüman, Zerdüşti ve daha bilmediği kaç itikat ve hal…kubbenin altında herkese yer vardı. Göğün yedi katmanı, yerin yedi katının üstünde sütunsuz, direksiz yükseliyordu. Bakmasını bilene bu evren mükemmel bir yapıydı.’’ Diyor Elif Şafak ‘Ustam ve Ben’ romanında.Ustam ve Ben… Şimdiye dek okuduğum en iyi romanlar sıralamasında ilk beşe koyabileceğim, içinde; tarih, savaşlar ve zaferler, sanat, saray hayatı ve imkansız aşkı barındıran eşsiz bir hikaye.Roman kahramanı Cihan’ın doğumundan itibaren ilgilendiği beyaz filden ayrılamaması O’nun yolunu saraya düşürür. Küçük bir yalanın kendisini savaşın ortasına atacağından habersiz olan Cihan, filden ayrılmama uğruna savaş fili olarak tanıttığı fili ile muharebeye dahil olur. Cihan bilmez ki bu savaş O’nun yolunu o zamanlar yeniçeri olan geleceğin Mimar Sinan’ı ile kesiştirip sonrasında Mimar Kalfası ünvanını verecektir. Büyük aşkı cihan padişahı Kanuni’nin kızı Mihrimah ile tanışması da yine beyaz fil sayesindedir. İmkânsız bir aşkın pençesine düşen Cihan ile Mihrimah’ın aşkının özeti gibidir şu dizeler:Evet, sen yoktun ama ben her gece seninleydim rüyalarımda; yarasalar uyanır, baykuşlar öterken, her karanlık çöküşü, senle sohbet ettim, hasret giderdim. Etime takılmış bir çengel gibi her yere taşıdım ismini ve şimdi senin için uzak bir hatıradan ibaret olsa da özlüyorum o eski günleri.Yıllar sonra Tac Mahal’in yapımında görevlendirilen Cihan ülkesine geri döndüğünde Mimar Sinan’da, uğruna badireler atlattığı fili de, imkansız aşkı Mihrimah’da artık hayatta yoktur. Tüm gizemlerin ve hasetlerin ortaya saçıldığı dönemde, Cihan’ın en büyük hayat felsefesi:‘’ Şayet berikinin yaptığını kendinizinkinden hakir bulursanız, kibir düşer kalbinize. Yok eğer diğerininki daha ala gelirse, bu sefer de başlar haset içinizi kemirmeye. Her halükarda zehirdir bünyeye. Bir çırak için en hayırlısı, hiç bakmamaktır diğer çırakların işlerine.’’ olmuştur.Tarihte mükemmel bir seyahat sizi beklemekte. Hazır mısınız?

MAVİ

NOT: Bu yazım 15/09/2019 tarihinde Ses Dergisi’nde yayımlanmıştır.

MAVİ

MAVİ

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *