Hengâme – Kitap Değerlendirme

Yazar: Yusuf Ünal

Kitap ismi: Hengâme

Baskı Yılı: 2020

Yayınevi: Süreyya Yayınları

Sayfa sayısı: 249

Bir çok okuyucu gibi beni de ilk bakışta bir kitabın ismi ve kapağı kendine çeker. Eğer bu kısımlardan geçmişse ikinci aşama konusuna bakarım. O aşamayı da geçtiğinde siparişi verip kargomun gelmesini beklemeye başlarım. Evet sipariş veririm veya mümkünse gidip kendim alırım çünkü e-book okuyamayanlardanım. Kitabı elime alıp sayfaları çevirip, beğendiğim kısımların altını çize çize okumam gerek.

Velhasıl Hengame kitabını elime aldıktan 2 gün içinde bitirdim. Gayet akıcı, konuyu saptırmadan doğal gidişatıyla mükemmel bir şekilde bağlamış yazar. Kitaplarda olmazsa olmaz değilsede beğendiğim bir özellik kısa kısa bölümlere ayrılmış olması. Yusuf Ünal kitabını aynen bu şekilde bölümlere ayırmış ve her bölümü romanın bir üst seviyesine ilerletip bize farklı kişilerin gözünden romanı kaldığı yerinden devam ettirmiş. Ve bunu ustalıkla yapmış.

Evet bunu bir roman olarak adlandırmış yazar. Lakin o kadar akışına kapılıp bir çırpıda bitiriyorsunuzki kitabı, içinizden sanki bu bir roman değilde uzun bir hikaye mi acaba diye geçiriyorsunuz. Veya biraz daha uzun olsamıydı ki diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Kitapta diğer ilgimi çeken kısım yazarın yerel kelimeler kullanması. Enteresandır bu amann bu da ne demekki deyip zihnimde uçuşturmadım kelimeleri. Üzerine düşünüp dilimizin güzelliklerinin ve çeşitliliğinin tadına vardım. Bu güzelliklere ek olarak yazarın kelime haznesi kadar türkü repertuarı da ilgimi çekti doğrusu. Her konuyu bir türkü sözü ile bağlaması takdire şayan.

Kitaptaki hayal kırıklığımdan söz etmek istiyorum birde. Kitap bir aşk romanı ama o aşk çok kalbur üstü anlatılmış, çok acele davranılmış. Daha detaylara girilip aşkı hissetseydik, onlara biraz daha vakit verseydi yazar hem kitap kafamda uzun bir hikaye olmaktan çıkıp roman havasına girerdi hemde aşk romanı demenin hakkını vermiş olurdu.

Ve son olarak kitabın ilerleyen kısımlarında okumayanlar için ipucu vermek istemiyorum o yüzden Erdinç ve Selami arasındaki diyaloglar çok vurucuydu. Erdinç’in iç ses olarak Selami’ye karşı düşündükleri çok onemli. Acaba ben olsam ne yapardım diye sorguya çektirdi kendimi…

Sonuç olarak bir çırpıda okuyacağınız, vakit kaybı olarak görmeyeceğiniz, akıcı,başarılı bir kitap olmuş… Tavsiye edilir…:)

MAVİ

MAVİ

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *