Halim kendime ayan…
Bilinmek ister miyim… Anlaşılmak gibi bir derdim kaldı mı bunca zaman sonra, tam bir muamma.
Bir deniz kenarına oturup, ayak parmaklarımı kumun sıcacık kucağına verip, tam bağrına bastığı an usulca parmaklarımın arasından süzülüp gitmesi gibi hayat.
Sende arda kalan kumun sıcaklığı, seni manen sarıp sarmalaması, birbirinizde kayboluşunuz, denizin dalgalarında kendinizi bulmanız…Kumda seni düşündürten ise senin denize ve kuma olan tutkun. Bir kere o sıcaklığa dokundun ya… Sanıyorlarki tamam kuma ve denize olan aşkın buraya kadar. Kendi sığ düşüncelerinde dokunmanın aşkı öldürdüğünü düşünüyorlar. Bilinmezlik denizlerinde seni aşka kurban ediyorlar. Tüm duygularını, hislerini, yaşanmışlıkları, gözyaşlarını, mutlu anlarını bir dokunuşa heba ediyorlar.
Sevmek.. 6 harf, 2 hece. Kısa bir kelime ama adama bir of çektirip yüreğine ince bir sızı bırakacak kadar derin.
Anlamadılar… Anlayamayacaklar… Hep dokunabilme basitliğine indirecekler. Halbuki sevmek çok başka birşey. Hayali bile canını acıtır, tatlı bir tebessümle yüzünü güldürürken, gözlerden derya denizleri akıtır. Üzerine titrersin, bir annenin çocuğuna gösterdiği şefkat ve merhamet dolu kalbinle. Üzüntüsü senin üzüntün olur. Paylaşsın istersin derdini, kızınca söylesin, bağırış çağarış da olsa kavganı verip konuyu çözüme kavuşturmak istersin. Çünkü bilirsin susmayı tercih ettiysen kelimelere olan güvenini yitirmişsindir. Tam da bu yüzden kavganı vermelisin sonuna kadar. Gurur yapmadan, basite indirgemeden, karşındakine değerini iliklerine kadar hissettirmelisin. Ama yook.. Bırakıp gitmek, seninki de sevda mı? Kendini tutkularına esir etmişsin demek gitmeye bahane arayanlar için en kolay kaçış yolu.
Bilmezlerki ardlarında bıraktıkları bu güven eksikliği, duygu kırıklığıdır bizi susturan. Gel-gitli duyguları, sürekli bir mesafe koyma uğraşlarıdır. Vakit ayırıp iki kelam etmemeleridir… Bir günaydından mahrum bırakmalarıdır. Çıktıkları yolu bu kadar çabuk terketmeye meyilli olmaları, kendi sevdalarına ihanet etmeleridir.
Dedim ya anlatsan anlamazlar, kavganı versen çok yoruldum yeter derler. Ne istediğini bilen olmak lazım birisinin hayatına girmeye meyilli olduğunuzda dostlar.
Ne siz yanın, ne de değer verdiğinizi sandıklarınızın canını yakın.
Sonra heyecanla başladığınız bir yolculukta, ortalığı ateşe verip ceketlerini alıp umursamadan gidişlerini izliyorsunuz arkalarından…
Geride deniz kenarında kumun sıcaklığı ile kavrulan deli dalgalar bırakarak…
MAVİ