İmkansızı İstemek İmkanlara Dahil Mi?

Oraya dedi, işte oraya.. En tepeye,en maviye dokundur beni..
En maviye mi dedim? Oraya nasıl ulaşılırki ?
Sen salla işte dedi, ben dokunurum..
Limitsizlik anlayışına, kural tanımazlığına, hayal gücüne vuruldum o an..
Başımı kaldırdım göğe, neden sonra bıraktım kendimi mavinin ve yeşilin binbir çeşidine. Tıpkı O’nun gibi.. Hiçbirşey düşünmeden, hayal kurmadan, sınır tanımadan, kural bilmeden.. Ve işte gidiyordum.. Şarkıda da dendiği gibi.. İşte gidiyorum, bir şey demeden, arkamı dönmeden şikayet etmeden.. Ne küslük var ne de pişmanlık kalbimde.. Ayak izim kalmadan gidiyordum..Kalmak bir anlam ifade etmiyorsa artık, vaktinde gidebilmek lazımmış meğer, geç anladım..
Derken salıncak yavaş yavaş hızlanıyordu. Önce yeşile ulaştık.. Maviye dokunmak için yeşilden geçmek lazımmış önce.
Hayatın tüm yavaşlığına inat, daha hızlı daha hızlı diyordu. Biran önce maviye dokunmak istiyordu. Hızlandıkça sımsıkı tutundu salıncağa.. yukarısı aşağıdan güzel görünürdü hep..Tehlikeden en zevk alınan yerdi belkide salıncak. İç gıdıklayan bir korku salardı insanın yüreğine. Kendi dünyasında ulaşmıştı işte maviye.. Kendince dokunmuştu en erişilmez bildiğimize. O erişmişti de, ben gitmiştim artık.. O’nun hayailini gerçekleştirirken ben kendimi tüketmiştim.. Varış noktasına dokunmuştu bir kere.. Artık daha ötesi zevksiz gelecekti O’na. Usul usul dinginleşmeyi bekleyecekti oturduğu yerde. Zevkle sırasıyla bulutları, sonra maviyi sonra tekrar yeşili seyre dalacaktı.. Salıncak durupta ayakları yere bastığında artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı…

MAVİ

MAVİ

MAVİ

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *