Efil efil mi yoksa püfür püfür mü dendiğinden emin olamadığım sıcakla serin arası bir rüzgar vuruyor yüzüme. Evin bahçesinde salıncağa oturup kendi kendimi sallıyorum. Kulaklığımdan sabah ilk defa Twitter’da duyup tınısının hoşuma gittiği, sonra Farsça olduğunu tahmin edip İran’lı bir arkadaşıma mesaj atıp 10 saniyelik bir ses kaydı ile ismini sorup öğrendiğim şarkının yüksek sesi geliyor. Sözlerini bilmediğim müzikleri dinlemek daha çok hoşuma gidiyor bazen. Zira şarkı sözlerinden çok çabuk etkilenip modumu yükselten veya düşüren bir sadistim :p Bu aralar mesela Yunanca şarkılar dinliyorum çok.. Arapça ve Farsça şarkı beğenilerim zaten Malezya’dan hatıra. Hala ara ara dinlerim.
Bir şarkı hoşuma gitmeye görsün.. Hiç abartısız arka arkaya 10-15 kez dinleyebilirim. Bakalım bu şarkıyı kaç kez dinleyeceğim.. Yazıya başladığımdan beri 3. başa sarışım 😀
Yazıya öyle bir başladım. Sonu nereye varacak inanın şu an hiç bilmiyorum… Bu site bana biraz günlük gibi oldu. Bu yaşıma kadar hiç günlük tutmadım halbuki. Belkide iyi bir şeydir.. Ama ben genelde kafamın içinde kendi kendime kavgamı verip konuyu kapatırım.. Yani olayları yazana kadar ben kafada işi bitiriyorum..
Korona’lı günler olsada yaz bana iyi geldi sanki. Bahçede temiz hava almak, yürüyüş yapmak… Arkadaşlarla vakit geçirmeyi seven biriyimdir ama tek başına takılmakta güzeldir benim için hep. Hele şu aralar birilerini arayıp sorma işini biraz durdurdum. Genelde insanlar kırk yılda bir arayıp fırça kayıyor bana.. Aramadın uzun zamandır bakayım bi arayacak mısın diye bekledim diyorlar. Be mübarek zaten hep ben aramışım, sen lütfedip bir kere aramışsın onda da fırça kayma bari.. Bırak güzel güzel sohbet edelim.. Neyse velhasıl ben de 1-2 kişi hariç kimseyi aramaz oldum. Özleyen varsa biraz da ben aranayım.. Söz fırça kaymıcam niye aramıyorsun be yaa diye.. Pek huyum değildir bilen bilir 😀
O değilde bak gece çocuğu uyutup birkaç arkadaşla gece kahve içmelerine çıkmayı özledim. Benim için günün en güzel saatleri akşam 6’dan sonra başlar. İkindi vaktinin rengi, havası, gezmesi bir başka benim için. Hele gece… Türkiye’deyken İzmirliler bilir.. yakın çevrelerde Gümüldür, Seferihisar, Kuşadası gezmeye doyulmayan yerlerdendir. öğlen evden çıkar oralara gider, gece 2-3 gibi eve dönerdik. Oralardaki dondurmacılar, gece pazarları, insan kalabalığı hoşuma giderdi. Şimdi burada hayat 9’da bitiyor.. Hele gece 11’den sonra kahve içmeye çıkacak arkadaş sayısı 2-3 kişiyi geçmiyor. E o da bana yetiyor. Zaten hayatımda ne kadar az insan o kadar iyi demektir.
Bu arada anlatacak çok şeyim olunca konudan konuya atlamaya bayılırım.. Eşim ilk zamanlar anlayamazdı neyden bahsettiğimi, konuya yetişemezdi. Çünkü ben kendi kafamda konuyu değiştirirdim ve pat diye onu paylaşırdım. Adam müneccim değilki anlasın. Neyse sonraları alıştı.. Bu arada şarkıyı değiştirdim. Playlistten şansıma Grup Yorum’dan Haziranda Ölmek Zor çıktı.
Böyle konusuz yazı yazınca konudan uzaklaşma korkusu da olmuyormuş bak sevdim bunu.. Bu hafta 3-4 kere sıcak uyarısı yapıldı Ottawa’da.. Haftasonu ise hava 14 dereceye düşecek. Vallahi benim modumla aynı havalar. Gece içim buruk uyudum. Sabah o buruklukla uyandım. Öğlen tam tersi bir mutluluk geldi içime sebepsiz. Bazen seviyorum bu huyumu. Kafaya çok taktığım bişeylerin sonunda bu umursamazlık geliyor silip süpürüyor içimdeki huzursuzluğu.. Şimdi baya iyiyim 🙂 Bak tek başıma geyik bile yapıyorum burada. Arada bir de öyle güzel esiyorki rüzgar ohh bee diyorum Gell Gell bu şiddetle gel ..
Bu korona günleri kızımla eşime yaradı. Aralarında güçlü bir sevgi vardı lakin birbirleriyle istedikleri gibi tam iletişim kuramamışlardı. Şimdi resmen kanka oldular. Kızım dört gözle saatin 12 olmasını bekliyorki eşim evde çalıştığı ofisinden öğlen arasına çıksın. Hele akşam 5’ten sonra beni gören pek olmuyor.. İki kanka akşam 10’a kadar epey eğleniyorlar. Ben de derin bir nefes alıyorum. Yook dışlamıyorlar beni hepbirlikte vakit geçiriyoruz ama en azından ben tek takılmak istersem kızım yokluğumu takmıyor artık. En güzel görmezlikten gelme bu yaşadığım.. Tam da bu günleri bekliyordum:)
Neyse öyle işte.. Benden bu kadar.. Biraz playlistte takılıp salıncakta sallanıp gözlerimi kapatayım.. Yok hayal kurmayacağım, sadece müzik:) Hayal demişken epeydir de hayal kurmadığımı farkettim bak şu an. Hmm benim için güzel bir adım:)
neyse haydi bana eyvallah.. Bakalım bu korona günlükleri kaça kadar gidecek göreceğiz…