Bağlam Arsızı – Fatih Demirel

İtiraf ediyorum; ben bir bağlam arsızıyım. Kelimelerin, cümlelerin kendi başlarına hiçbir anlamı yok benim için.  Yapamıyorum, rahat edemiyorum duyunca, okuyunca onları parça parça. Kaşındırıyor beni aforizmalar. Sözlükler var ya, o sözlükler… Kelimeleri tek başlarına, mahzun, derbeder görmek. Kim bilir niye ordalar, niye varlar. ”Masa” yazıyor, ama hangi masa? Gerçek mi, mecaz mı? Tahta mı, metal mi? Kimler oturmuş o masanın etrafına? Hangi yemekleri yemişler üzerinde? Hangi dostluklar pekişmiş, hangi şarkılar söylenmiş etrafında? ”Masa” yazıyor. Evet kardeşim, düz, dümdüz masa. ”Takılma işte.” Hayır, takılırım. Bari ”sandalye” de deseydin. Kim? Sözlük. Sevgili sözlük, bağlamlarından kopmuş, fırlamış, o hergele sözcüklerine sahip ol! Sinirimi hoplatıyorlar.

Yapamıyorum arkadaş. Çizemiyorum bir kitaptaki o güzelim ifadelerin altlarını. Koparamıyorum bağlamlarından. ”Ama yazar burada düşüncesini ne güzel ifade etmiş.” Etmiş de, belki de o cümle için yazdı o kitabı. Belki de o kitap için yaşadı tüm ömrünü. Sen bana diyorsun ki, ”çiz o cümlenin altını.” Çizmem! Çizemem o sayfadaki diğer cümlelere, diğer sayfalara, diğer kitaplara haksızlık edemem. Doğrudur, güzel cümle, yakışıklı cümle. Öyle de güzel kardeşim, işte o koskoca kitabın içinde, bağlamında güzel. Baharından alıp solduramayacağım gibi bir çiçeği, o cümlenin altını da çizemeyeceğim. Belki unutacağım, neydi o cümle diyeceğim. Satamayacağım onu bir dost meclisinde, bakın falanca yazar da şöyle demişti filanca kitabında diye. Demedi ki sadece onu O cümleyi anlatabilmem için, o kitabı okuman lazım karşındakilere. O kitabı okudum diyelim, nasıl yaşayacağın o yazarın hayatını, mümkün mü?

Olmuyor, olmuyor. Dinleyemiyorum insanları. Anlatıyorlar tane tane, güzel güzel. Bazen içten, bazen dil ucuyla. Bazen kalpten, bazen başka bir alemden. Fakat ki, duyuyorum onları, anlıyorum ama dinleyemiyorum, kavrayamıyorum. Binbir tilki, binbir sincap, bağlamdan bağlama zıplıyorlar beynimde. O şunu dedi, bu bunu dedi, şöyle oldu, böyle oldu. ”Haksız mıyım ama?” Bilmem, bilemem. Bağlam lazım bana, ben bir bağlam arsızıyım. Her şey muğlak, her şey arafta. Bir sonuca varamama hastalığı, belirsizlikler girdabında bütüncüllük bataklığı. Büyük resim lazım bana, anlatmayın detayları. Uçuyor kelimeleriniz, cümleleriniz. Yaşamadım anlattıklarınızı, o sizin bağlamınız artık. Bana sadece gölgesi, rüzgarı ya da sıcaklığı gelir belki, o da sizin elinizde, dilinizde.

Parçalar yetmiyor işte. İçinde bulunduğumuz bu simülasyonda, yek bir bağlama ihtiyacım var. Tümdengelemem, tümevaramam. Tüm gerek, tek gerek, bu arsızlığıma söz geçirebilecek…

Fatih Demirel

MAVİ

MAVİ

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *